25 Nisan 2013 Perşembe

Başarılı Anne!

Annelik zor iş, herkesçe malum. Yıllarca hatta ömür boyu çocuğunuz için uğraşıp didinip, türlü fedakarlıklar gösteriyorsunuz. Bu iş karşılığında para kazanmıyorsunuz, kariyer basamakları tırmanmıyorsunuz ki zaten öyle basamaklar yok, takdir görmüyorsunuz, tebrik edilmiyorsunuz. Üstelik içinizde anneliğin hakkını verip vermediğinize, çocuklarınızı iyi yetiştirip yetiştiremediğinize dair hep kuşkular taşıyorsunuz. Yaptığınız en ufak yanlışların onun karakterini, hayatını etkileyebileceğini düşünüp paniğe kapılıyorsunuz zaman zaman.

İkiz, üçüz,dördüz annelerinin, ya da çocuklarının yaşları birbirine yakın olan annelerin de içlerinde bir azab vardır. Bu, çocuklarıma yeterince ilgi,sevgi gösterebiliyor muyum, içlerinden birinin boynu bükük kalıyor mudur, kırılıp üzülüyorlar mıdır...  azabıdır. Çevredekiler de,hadlerini de aşarak, yangına körükle gidercesine yorumlar yaparlar. Çocukların -kendilerince- her olumsuz davranışını mesela ağlamasını,huysuzluğunu,inatçılığını peşpeşe doğmuş olmalarına, yeterince ilgi görememelerine bağlarlar.

Yine bu çeşit yorumları dinlemek durumunda kaldığım bir gündü. 'İlgi yetmiyor tabii, ilgi yetmiyor..' diyordu karşımdaki. Muhatabıma yukarıda bahsettiğim azabı ve bu azab nedeniyle her an teyakkuz halinde olduğumu: o gün hangisini kaç kere öptüğümün, hangisine kaç kere sarıldığımın , hangisiyle birebir oyun oynadığımın, hangisinin uzun uzun cümlelerini dinlediğimin, hangisinin kaç sorusunu cevapladığımın, hangisine bağırdığımın, hangisine kızdığımın, hangisine kaç kitap okuduğumun zihnimde kaydını tuttuğumu ama yine de azabdan kurtulamadığımı.... anlatmadım. Dinliyormuş gibi yapıp, aldırmamaya çalıştım. Ama canım sıkıldı, üzüldüm.

Bir ara Güzide yanıma yaklaştı. Çorap sordu, tişört sordu. Sonra o gün giydiği bilmem kaçıncı kıyafetini birlikte seçtik.

-Aferin sana anne, dedi
Ben şaşırdım.
-Neden aferin? diye sordum.
- Çünküüüü çok başarılı bir annesin, dedi.

Oturdum gülümseyerek yanına. Önceden her öğrendikleri kelimeyi,cümleyi nerde, ne zaman, kimden duyup öğrendiklerini bilirdim. Artık takip etmenin zorlaştığını, ipin ucunun kaçtığını farkettim. 'çok başarılı...' ifadesini nerden öğrenmiş olabileceğini düşünmedim. Güzide'ye sarıldım. Teşekkür ettim sadece. Muhtemelen, giymek istediği elbiseyi kısa kollu da olsa bolerosuyla giymesine izin verdiğim için sarfetmişti o ifadeyi.Yine de biraz olsun ferahlamıştım.

4 yorum:

  1. Yukselcim, benim cocuklarim arasinda 5 yas var ve ben de buyugu kucuk kadar opmesem de, onun daha cok kendi basina vakit gecirebilmesini beklemsem de bazen buyuk ogluma haksizlik ediyor, yeterince ilgilenemiyor dusuncesine kapiliyorum. Merake etme insanlar bu kadar cok yas farkli oldugu icin de farli yorumlarda bulunuyor. Oyle ya da boyle insanlar dusuncesizde can sıkıcı yorumlar yapabiliyorlar.

    Yasları birbirlerine yakın 3 çocuk cok zor olmalı. Allah yardımcın olsun. Daha bunların teenage donemleri var vs... bizim gibi basa sarıp durmandan devam etcen hepsi bir arada buyuyecek :)

    YanıtlaSil
  2. Aaa Yukcell im,
    inaniyorum sen cok guzel ve cok basarili bir annesindir. Tersi olman fitratina aykiri olur :) Kocaman opuyorum seni ve yavrucuklarini.

    ilknur

    YanıtlaSil
  3. Yükselcim kızın zaten doğru cümleyi sarfetmiş balşka söze na hacet.Tv basında çocukların büyüdüğü bir dünyada senin bu ızdırabın bile başarını anlatıyor:)

    YanıtlaSil